Kadın İstismarı ve Kadına Şiddet

Buna Kim Dur Diyecek?

Gündeme damga vuran pek çok olay var. Hangisinden başlamalı acaba? Ardı arkası kesilmeyen çocuk tacizlerinden girsem kadın cinayetleri eksik kalacak. Ekonomiye girsem  eğitim eksik kalacak

Bazı yazıların çare olmayacağını bile bile yazmayalım mı derseniz ona yanıtımız hazırdır. Olup bitene kayıtsız kalmak, sorunları görmezden gelmek suç ortaklığı sayılmaz mı?

Bizde bu suç ortak olmamak için kalemimiz yettiğince yazmaya devam edeceğiz.

Neredeyse  her gün bir yerlerde bir çocuk tacizi  haberleri ile sarsılıyoruz. Buna artık kim dur diyecek.

Dünyanın her yerinde böyle şeyler oluyor, bu tek bizim sorunumuz değil, demek ne kadar yanlışsa, çocuk hakları sorunlarına çözüm olabilecek yöntemleri konuşmamak ve görmezden gelmek de bir o kadar yanlıştır”

Yasalara göre 18 yaş altındaki herkesin çocuk olarak kabul edildiği ülkemiz de, çocuk istismarı tıbbi, hukuki, psikolojik ve sosyal yönleri olan giderek artan önemli bir sorun haline geldi

Ülkemizde bu konuda çok kesin veriler yok. Çünkü veri toplanmasının da güç olduğu bir konu.

Uzmanlar cinsel istismar vakalarının ancak yüzde 15’inin adli mercilere intikal ettiğini söylüyor. Gerisinin üzeri bir şekilde kapatılıyor ve çocuklar yaşadıkları travmalarla kalıyor

Gizli kalan vakaları da düşünürsek ciddi bir tehlikeden bahsedebiliriz.

Çocuklar toplumuzun en masum, en mağdur ve korumasız kesimi. Dolayısı ile son 10 yılda 250 bin çocuğun istismarından bahsediliyorsa toplumsal gidişat sorgulanmalı. Çocukların güvenliği için acil tedbirler alınmalı.

Ülkemizin dünya sıralamasında Çocuk istismarında 3. Olması utandırıcı. Mutlaka ki alt sebepleri araştırılıp ciddi ve zaman kaybı olmaksızın çalışmalar yapılması zaruri.

Bu süreç çocuk için de aileler için de başa çıkılması kolay bir durum değil, Çocuklara kendilerini korumayı öğretelim . İstismara maruz kalmak çocuğun suçu değil, çocuğa inanın, onu dinleyin ve susmayın. Bizler sustukça bu suçların üstü örtülecek, başka çocuklar da zarar görecek. Böyle bir durumla karşılaştığınızda susmayın, ihbar edin, mücadele edin, mücadele etmekten vazgeçmeyin. Çocuklar bizim geleceğimiz, onlara hep birlikte sahip çıkalım

Sosyal devlet ilkesinin hâkim kılınması, kamu görevlilerinin etkin mücadelesi ve görev bilincinin geliştirilmesi, toplumsal duyarlılığın artırılması ve toplumsal birliktelikle mücadele sağlandığı takdirde, bu sorunla mücadelede başarılı olunabilir”

—————–

Gündem yeniden

Deprem olurmu?

Gündemimiz yeniden deprem olur mu? Yıkılmayan hasarlı binalar, hasar tespiti yapılmayan devlet okulları ve hasarlı oldukları bilinerek çocuklarımızı gönderdiğimiz okullar meselesinin üzerine gitme vakti gelmedi mi?

Geçen ay  Akyazı ‘da  deprem oldu. Uzmanlar fay hatlarının stresinin arttığını ifade ediyor. Depremin meydana geldiği fay 1999 depreminde şehrimizi yerle bir eden fay değil ama bizlerin hazırlık yapması gerektiğini hatırlatan bir uyarı.

Korku salmak değil maksadım. Ama üzerinden yıllar geçen hasarlı binalara el atmak gerekmiyor mu? Hasarlı, çok katlı binaların halen ortada duruyor olması aynı oranda çirkin ve üzücü değil mi?


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir